301 Moved Permanently

Moved Permanently

The document has moved here.

Haber Detayı
10 Mayıs 2025 - Cumartesi 20:56 Bu haber 14 kez okundu
 
Gürer, “Yapay et hayvancılığı bitirir”
Gürer, “Yapay et hayvancılığı bitirir”
SİYASET Haberi


CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Et ve Süt Kurumu'nun KİT Komisyonu toplantısında, kurumun kâr etmesi yerine piyasayı dengelemesi gerektiğini söyledi. Başa baş noktasında kalınmasını ve vatandaşa uygun fiyatla et satılmasını istedi.

Gürer, “Et ve Süt Kurumu kâr etmek yerine piyasaya uygun fiyatla et vererek dengelemeliydi”

Gürer, “Et ve hayvan ithalatı sorunu çözmedi”

Gürer, “İthal değil, yerli üretim önceliklenmeli”

Gürer, “Yapay et hayvancılığı bitirir”

Gürer, “Et ve Süt Kurumu adına ithal hayvanları o ülkelerde kim topluyor?”

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Et ve Süt Kurumu'nun KİT Komisyonu toplantısında yaptığı konuşmada, hayvancılık politikalarını ve kurumun ithalat odaklı yapısını eleştirdi. Gürer, hayvancılık sektöründeki çarpıklıkları ve ithalatın ülkeye getirdiği mali yükleri detaylı verilerle gözler önüne serdi.

 

“HER BAKAN DEĞİŞİKLİĞİNDE POLİTİKA DEĞİŞTİ”

Gürer, hayvancılık politikalarındaki istikrarsızlığı belirterek, "Hayvancılıkla ilgili politikamıza bir bütün olarak bakmak lazım. Her Bakan değişikliğinde politika değişti. Politika değiştikten sonra 2010 yılından itibaren de denildi ki: 'Et ithal edeceğiz, hayvan ithal edeceğiz ama üç yılda bitecek.' Bir türlü o üç yıllar gelmedi. 10 milyon hayvan ithalatı bugüne kadar gerçekleşti ve 11 milyon dolar yurt dışına paramız gitti," diye konuştu.

 

Son dönemde yapılan ithalatın boyutlarını paylaşan Gürer, sadece üç ayda 545 milyon dolarlık canlı hayvan ithal edildiğini, bunun karşılığında 531 milyon dolar ödendiğini belirtti.

 

EMEKLİ DAHA UYGUN FİYATLA ET ALABİLMELİYDİ

Et ve Süt Kurumu’nun ithal ettiği hayvanların et maliyetinin 195 lira civarında olduğunu ifade eden Gürer, bu hayvanların kesim fiyatının kesimhanede 439 liraya kadar çıktığını vurguladı:

 

"Et ve Süt Kurumu'nun asli görevi piyasayı dengelemek. Burada dengelemiyor, kâr ediyor. Çünkü baktığınız zaman... Sabah erken saatlerde -ben beş buçuk, altıda gittim- vatandaşın Et ve Süt Kurumu'nun kuyruğa girdiği satış noktaları var. Şimdi, bakıyorum, kurum diyor ki: '2023 yılında 550 milyon lira kâr ettik, 2024 yılında 11 milyar lira kâr gerçekleşti.' Kamu niye kâr eder? Başa baş noktasında olur; vatandaşa Et ve Süt Kurumu gibi bir kuruluş daha uygun fiyatla et tüketimini sağlar. Bununla ilgili çalışma alanı da ona göre toplumun geneline fayda sağlayacak bir işleyişte olur."

 

“TİCARİ SIR” TEPKİSİ

İthalat sürecinde şeffaflık eksikliğini eleştiren Ömer Fethi Gürer, şu soruları sordu:

"Bakın, diyorsunuz ki: 'Süt tozu üretiyoruz.' Peki, süt tozunu niye biz ithal ediyoruz? İlk üç ayda 419 ton karşılığında 1 milyon 94 bin lira da ithal süt tozuna vermişiz. Yani Türkiye'nin içinde bulunduğu koşullarda ithalatçı bir anlayışla birilerinin vurgun vurduğu gerçeği var. Çünkü soruyoruz, 'Bu ithalatı Et ve Süt Kurumu'ndan önce kim yapıyor?' 'Ticari sır.' Ya, öküzün ticari sırrı mı olur? Kim getiriyorsa söyleyin. 'Yok, ticari sır.' Çünkü burada dövizden ve altından daha da büyük kazanç sağlayan bir para var. O parayla birilerinin bayağı büyük bir vurgun vurduğu gerçek. Et ve Süt Kurumu yurt dışından hayvan ithal etmeye başladı; ithalatçı bir yapıya dönüştü. Türkiye'yi dengelemekten çok yurt dışından hayvan getiriyorsunuz. Son üç yılın ortalamasına baktığımızda da son dönemlerde artış bayağı yüksek ve ithalat artmış bulunuyor. Peki, bu yurt dışından kim topluyor bu hayvanları? Kaç liradan topluyor? Mesela, bir duyum var, diyorlar ki: 'Kilosu 53 liradan toplanıyor, 193 liradan Et ve Süt Kurumu'na geliyor. Brezilya'dan, Uruguay'dan hayvan alınıyor.' O hayvanları kimden topluyor? Et ve Süt Kurumu yalnızca ithalat yapıyor da toplama alanlarında kimlerden alınıyor? Kim bu adamlar? Hangi ülkenin, hangi çiftçinin, hangi besicinin, hangi firmanın, hangi şirketin adamları topluyor da Et ve Süt Kurumu'na veriyor?"

 

İTHAL ET SORUNU

İthal edilen etlerde çıkan sağlık sorunlarına da değinen Ömer Fethi Gürer:

"Bu hayvanlar orada ne kadar kontrol ediliyor? Bu ülkeye gelen etlerde bakteri çıktı. Biz bunu basın toplantısıyla açıkladık; bu yalanlandı. Sonradan bir baktık, doğru olduğu ocak ayında ilan edildi ve bizim söylediğimizin gerçek olduğu, o ağustos ayında ithal edilen etin ertesi yılın ocak ayında sağlığa zararlı olduğu için toplatılma kararı açıklandı. Biz bunu da yaşadık ve basın toplantısında da gösterdim eti, yani etin ne olduğunu. Sonra löp et diye niye sordum? Onu da söyleyeyim: Karkas etin hemen menşei saptıyorsunuz, löp etin ne olduğu da belli değil. 'Ne yediğimizi ne içtiğimizi de bilmiyoruz.' diye anlatılıyor; ondan sonra söylüyorum. En az löp et üç ayda, veterinerlerden aldığım bilgiye göre, bu etin menşei belli olmuyor. Üç ayda zaten vatandaş yiyip tüketiyor."“YAPAY ETE İHTİYAÇ DUYULMAYACAK KADAR ALANIMIZ VAR”

Hayvancılıkta dışa bağımlılığın yanı sıra gelecekte yapay et üretimi konusundaki tehlikelere de değinen Ömer Fethi Gürer, “Türkiye’de yapay ete ihtiyaç duyulmayacak kadar arazimiz, alanımız var. Ancak iklim değişikliği bahane edilerek hayvancılık sömürgeleştiriliyor” dedi. Hayvansal üretimin gelecekteki risklerine dikkat çeken Gürer, “2030 yılında hücresel kökenli et üretiminin toplam et üretiminin yüzde 10’u olacağı öngörülüyor. Bu, Türkiye için alarm verici bir durumdur” ifadelerini kullandı.

 

CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer” Yapay et 2030 yılında dünyada toplam et üretiminin yüzde 10 olacağını Birleşmiş Milletlerin verilerine dayanarak bir önceki Bakan yazılı soruma yanıt da verdi. Yapay etle ilgili Türkiye'de de çalışma olduğu söyleniyor. Türkiye'de yapay ete ihtiyaç duyulmayacak kadar arazimiz, alanımız var. Bu iklim değişikliği bahane edilerek bir de hayvancılıkta -zaten ticariydi-  sömürge amaçlı ticarileştirme yöntemi geliştiriliyor. Bu konuda -sizin de burada sunumunuzda var- "Dünya genelinde hayvansal üretimde bir azalma yaşanacağı tahmin ediliyor." ifadesi buna dayandığını düşünüyorum. Türkiye'nin bu konuda hassas olması lazım. Bize bu aklı verenler kendi hayvanını azaltmıyor yani Amerika Birleşik Devletleri üretimini kısmıyor ya da Paris İklim Anlaşması'ndan çekiliyor ya da farklı ülkelere "Ben size ürettiğimi vereyim, siz üretmeyin." diyor, Türkiye yapay et olayında araştırma boyutlarına eriyor. Bunun gibi konularda hassasiyet gösterilmesinin ülkenin faydasına olduğunu düşünüyorum.” dedi.

 

Et ve Balık Kurumu’nun özelleştirilmesiyle başlayan süreci de eleştiren Ömer Fethi Gürer, “Bu kurumun 35 kombinasından 19’u satılmış ve 8’i başka kurumlara devredilmiştir” diyerek, bu özelleştirme anlayışının Türkiye tarımına büyük zarar verdiğini söyledi. “1992’de 35 olan kombina sayısı bugün 10’a düşmüş durumda. Bu süreç, tarımsal üretimin geldiği vahim tabloyu gözler önüne seriyor” dedi.

 

MODERN TEKNOLOJİYE UYGUN DENİLEREK 10 KOMBİNAYA DÜŞÜLDÜ

Gürer, Et ve Balık Kurumu’nun özelleştirilmesi sürecini değerlendirirken şunları söyledi:

“Burada Sayın Genel Müdürün bir güzel analizi var, kutlarım sizi.” ifadeleriyle konuşmasına başlayan Gürer, ardından ekledi: “Bu yeterli düzeyde etki analizi yapılmadan özelleştirme kapsamına alınan Et ve Balık Kurumunun 35 kombinasının 19’u satılmış ve 8’i başka kurumlara devredilmiştir.”

 

Gürer, bu sürecin Türkiye’de tarımla ilgili tüm kamu kuruluşlarının tasfiye edilmesi anlayışının bir sonucu olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı: “Bu da AKP iktidarı döneminde de acımasız uygulanmıştır. Ben bu Komisyondayken gördüm ki Et ve Balık Kurumunun en verimli, en güzel arazileri o dönemde tasfiye edildi, birilerine gitti.”

 

Özelleştirme sonrası Et ve Süt Kurumu’nun geldiği noktaya dikkat çeken Gürer, şunları kaydetti:

“Şimdi, ‘Modern teknolojiye uygun diye yapılan…’ diyor Et ve Süt Kurumu. Ama bugün geriye 10 et kombinası kalmış. Bakın, 1992’de özelleştirmeye alındığında 35’ti, şimdi 10 tane. Türkiye’nin o günden bu yana et ihtiyacından etle ilgili üretime kadar geneline baktığımızda olayın ne kadar vahim bir boyuta evrildiği görülür.”

 

Gürer, yanlış politikaların sürdürülmesinin tehlikelerine işaret ederek, “En azından yanlıştan dönülüp Et ve Süt Kurumu’nun yeniden varlığı önemli ama doğru yönetilirse önemli.” dedi.

 

MEVCUT POLİTİKALAR DEĞİŞMELİ

Et ve Süt Kurumu’nun doğru bir şekilde yönetilmesinin önemine vurgu yapan CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer,

“Oradan kimlerin fayda sağlayacağı… Eğer işçi, çiftçi, esnaf, emekli gidip de Et ve Süt Kurumu sayesinde et yiyebiliyorsa, et alabiliyorsa o zaman bu kurumun işlevi doğru yerine gelmiş olacak. Ama birileri oradan büyük rant elde edip, adını da iş yapıyormuş gibi gösteriyorsa o zaman amacına uygun hizmet edilmemiş olacak.”

 

“Genel ölçeğinde baktığımda şunu söyleyeyim: Birincisi, kamucu anlayış; ikincisi, kooperatifleşme; üçüncüsü, dünyayla rekabet edebilecek üretim şartlarında katma değerli ürün üretecek boyutta süreci doğru yönetme. Ve bir yerde boşanan ahırların doldurma gerekiyor,” diyen Gürer, mevcut politikaların sürdürülebilirlikten uzak olduğunu belirtti.

 

“11 BİN KİŞİYE HAYVAN VERDİNİZ, AMA SÜRDÜRÜLEBİLİR Mİ?”

Hayvancılık sektöründe uygulanan projelerin verimliliği konusunda sorgulamalarda bulunan Gürer, şu ifadeleri kullandı:

“Diyorsunuz ki: ‘11 bin kişiye hayvan verildi.’ Peki, bunlardan kaçı şu an bu işi sürdürüyor? Kaçı hayvanlara bakım yapabiliyor? O rakamı da verirseniz. Çünkü alıyor hayvanı, bir süre sonra bakamıyor, satıyor. Senin amacın ne? Bu işin sürdürülebilirliği. Orada da sürdürülebilirlik kalmıyor çünkü hayvanı satmış oluyoruz.”

 

Ömer Fethi Gürer, bu durumun hayvancılık sektöründe yaşanan sorunların en somut göstergesi olduğunu ifade ederek, kendi gözlemlerine dayanan örnekler sundu:

 

“Geçen hafta Konya’daydım, 400 süt ineği olan besicimiz 100’e düşürmüş. Niğde’ye gittim, 1.030 süt keçisi olan bir üreticinin 1.000’ini sattığını gördüm, sadece 30’u kalmış. ‘Niye 30 bıraktın?’ dedim. ‘Torunlar memlekete büyükşehirlerden gelsinler, hayvan sevgisini görsünler diye bıraktım,’ dedi. Nedeni şu: Ulusal Süt Konseyi, sanayicinin talebi doğrultusunda 11 lira 73 kuruş alım fiyatı belirlemiş. Ancak 1 ila 10 hayvanı olan küçük üreticiler çiğ sütü bile satamıyor çünkü sütü tanka koyup koruyacak imkânı yok.aracıya veriyor. Aracı da alırken bu fiyatlardan düşük aldığı için küçük aile tipi işletmeleri ortadan kalkıyor.” Dedi.

 

“KÜÇÜK AİLE İŞLETMELERİ BİTİYOR, SORUNLAR DERİNLEŞECEK”

Küçük ölçekli işletmelerin sorunlarının çözülmesi gerektiğini vurgulayan Gürer,

“Aracı, küçük üreticinin sütünü bu fiyatlardan daha düşük alıyor. Bu da küçük aile tipi işletmeleri ortadan kaldırıyor. Küçük aile tipi işletmelerin dünya üzerinde yok olduğu ülkelerde ne et sorunu biter ne süt sorunu. Eğer politikayı doğru oluşturamazsak, Türkiye’nin gelecekte et ve süt konusundaki sorunları derinleşecek,” diye konuştu.

Kaynak: Editör:
 
Etiketler: Gürer,, “Yapay, et, hayvancılığı, bitirir”,
Yorumlar
Bizim Gazete
Ulusal Gazeteler
Yazarlar
Alıntı Yazarlar
Anketler
Yeni haber sitemizi nasıl buldunuz ?
Adana

Güncelleme: 06.07.2022
İmsak
Sabah
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı
Süper Lig
Takımlar
P
Av
M
B
G
O
Arşiv Arama
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı
juul juul pod puff bar juul pods glo IQOS etanj armatür komatsu yedek parça ankara acil dişçi ankara güneş enerjisi polyester çember almanya sohbet chat masura deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu bonus veren siteler