AK Parti'den 60 Sayfalık Terörsüz Türkiye Raporu
AK Parti’nin Terörsüz Türkiye süreci kapsamında hazırladığı rapor, Meclis Başkanlığı’na sunuldu.
RAPOR 60 SAYFA VE 15 BAŞLIKTAN OLUYORCumhurbaşkanı Erdoğan’ın eklemeler istediği rapor, son rötuşlarla 53 sayfadan 60 sayfaya çıktı.
PKK terör örgütü mensuplarının entegrasyonu için Ceza Hukuk Sistemi içinde yapılması gerekenlerin öneri olarak sıralandığı raporda, kendini fesheden terör örgütüne yönelik müstakil, özel bir yasal düzenleme yapılmasının doğru olacağı belirtiliyor.
Raporda terör örgütü SDG’nin, Şam yönetimine entegrasyonunu içeren 10 Mart Mutabakatı’na uyması da şart koşuldu. Raporun sonuç kısmında ise PKK’lı teröristlerin rehabilitasyonuna ilişkin vurgular yapıldı.
Rapordan öne çıkan satır başları şöyle:
“-Terör örgütünün silah bırakmasının, kendisini tasfiye ettiğinin, varlığının sona erdirilmesinin devlet tarafından tespit ve teyit edilmesi, sürecin en önemli noktasıdır. Bu an, sadece sahada bir fiil değişikliğinin kaydı değil, aynı zamanda hukuki işlemler için bir başlangıçtır. Bu tespit ve teyit olmadan hiçbir ileri aşamaya geçilmemelidir.
-Tespit ve teyit anı hem ilgili kurumlar hem de hukuk düzeni açısından yeni bir dönemin miladı olarak görülmelidir.
-Örgütün silahlı kapasitesinin ortadan kalktığına, lojistik ağların sürdürülebilir bir tehdit oluşturamayacak ölçüde dağıtıldığına ve silahların sahada tekrar kullanılmasına imkan bırakmayacak biçimde imha edildiğine dair somut tespit ve delillerle ortaya konulmalıdır.
-Yanlış, eksik veya zamansız bir tespit hem toplumun adalet duygusunu sarsma hem de güvenlik risklerini yeniden üretme ihtimali barındırdığından, tespit ve teyit mekanizmasının titizlikle yürütülmesi, sürecin geleceği açısından en kritik güvencelerden biri olacaktır.
-Türkiye için Terörsüz Türkiye hedefi, doğal olarak Terörsüz Bölge perspektifi ile birlikte ele alınmakta; ülke sınırları ile sınırlı bir güvenlik okumasının yeterli olmayacağı açık biçimde görülmektedir.
-Sınırın bir tarafında terör örgütüyle etkin mücadele yürütülürken, diğer tarafında aynı örgütün farklı isimler, farklı görünüşler altında meşruiyet devşirme çabaları içine girmesi Türkiye açısından kabul edilemez bir çelişki doğurmaktadır. Bu nedenle Türkiye, sınırın her iki tarafında da terör tehdidinin kaynağında bertaraf edilmesini esas alan bütüncül bir güvenlik yaklaşımı benimsemektedir.
-Türkiye’nin bu çerçevedeki temel ilkesi açıktır: Suriye ve Irak sahasında, Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden hiçbir terör yapılanmasının yaşamasına ve genişlemesine asla müsaade edilmeyecektir.
-PKK’nın bölgedeki ve Suriye’deki bütün unsurlarının, örgütün bileşen ve uzantıları oldukları gerçeğinden hareketle, tasfiyesi ve Şam yönetimi ile imzaladıkları 10 Mart Mutabakatı’nın gereğini bir an evvel yerine getirmeleridir.
-İsrail’in Suriye üzerindeki politikaları; Suriye’yi parçalama, istikrarsızlaştırma ve terör unsurları üzerinden vekalet mücadelesi yürütme girişimlerine Türkiye’nin göz yumması yahut kayıtsız kalması düşünülemez.”